İSA
mabetten çıkarken şakirtlerinden biri ona dedi: Muallim, bak, ne biçim taşlar,
ne biçim binalar!
2.
İsa da ona dedi: Bu büyük binaları görüyor musun? burada taş üstünde yıkılmadık
taş bırakılmıyacak.
3.
O, Zeytinlik dağı üzerinde, mabedin karşısında otururken, Petrus, Yakub,
Yuhanna ve Andreas kendisinden ayrıca sordular:
4.
Bize söyle, bu şeyler ne zaman olacak? ve bütün bu şeyler tamam olmak üzre
iken, alâmet ne olacak?
5.
İsa da onlara söylemeğe başladı: Sakının, kimse sizi saptırmasın.
6.
Bir çokları: Ben oyum, diye benim ismimle gelecekler, ve çok adamları
saptıracaklardır.
7.
Cenkler ve cenk sözlerini işittiğiniz zaman, sıkılmayın; bunların olması
gerektir; fakat daha sonu değildir.
8.
Çünkü millet millete karşı, ülke ülkeye karşı kalkacak; yer yer zelzeleler
olacak; kıtlıklar olacaktır. Bu şeyler ağrıların başlangıcıdır.
9.
Fakat siz kendinizi sakının; sizi meclislere verecekler, havralarda
dövüleceksiniz; ve benim yüzümden onlara şehadet olsun diye valiler ve kırallar
önünde durdurulacaksınız.
10.
Önce bütün milletlere incilin vâzolunması gerektir.
11.
Sizi teslim için götürdükleri zaman, ne diyeceğinize evelden kaygı çekmeyin;
fakat o saatte size ne verilirse onu söyleyin; çünkü söyliyen siz değilsiniz,
ancak Ruhülkudüstür.
12.
Kardeş kardeşi, ve baba evlâdı ölüme verecektir, ve evlâtlar ana babaya karşı
kalkıp onları öldüreceklerdir.
13.
Benim ismimden dolayı herkes sizden nefret edecek; ancak sona kadar dayanan,
kurtulacak odur.
14.
Ve harap edici mekruh şeyin lâyık olmıyan yerde dikildiğini gördüğünüz zaman
(okuyan anlasın), o vakit Yahudiyede olanlar dağlara kaçsınlar;
15.
ve damda olan aşağı inip evinden bir şey almağa girmesin;
16.
tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin.
17.
Fakat o günlerde gebe ve emzikli olanların vay başına!
18.
Dua edin ki, kışta olmasın.
19.
Çünkü o günlerde öyle sıkıntı olacak ki, onun gibisi Allahın halkettiği
hilkatin başlangıcından şimdiye kadar ne olmuştur, ne de olacaktır.
20.
Eğer o günleri Rab kısaltmasaydı, hiç bir adam kurtulmazdı; fakat seçtiği
seçilmişler uğrunda o günleri kısaltmıştır.
21.
Eğer biri o zaman size derse: İşte, Mesih burada, İşte, orada, inanmayın.
22.
Çünkü yalancı Mesihler ve yalancı peygamberler kalkıp mümkünse seçilmiş
olanları bile saptırmak için alâmetler ve hârikalar yapacaklar.
23.
Fakat siz sakının; işte, size hepsini önceden söyledim.
24.
Fakat o günlerde, o sıkıntıdan sonra, güneş kararacak, ay ışığını vermiyecek,
25.
yıldızlar gökten düşmekte olacaklar, ve göklerde olan kudretler sarsılacaktır.
26.
O zaman İnsanoğlunun büyük kudret ve izzetle bulutlarda geldiğini
göreceklerdir.
27.
Ve o vakit meleklerini gönderecek, ve onun seçtiklerini yerin ucundan ta gökün
ucuna kadar, dört yelden toplıyacaktır.
28.
İmdi incir ağacından mesel öğrenin; onun dalı yumuşayıp yapraklarını sürdüğü
zaman, bilirsiniz ki, yaz yakındır.
29.
Böylece siz de bu şeylerin vaki olduğunu görünce, bilin ki, o yakındır,
kapılardadır.
30.
Doğrusu size derim: Bütün bu şeyler oluncıya kadar bu nesil geçmiyecektir.
31.
Gök ve yer geçecek, fakat benim sözlerim geçmiyecektir.
32.
Fakat o gün yahut o saat hakkında, ne gökteki melekler, ne de Oğul, Babadan
başka kimse bir şey bilmez.
33.
Sakının, uyanık durun, dua edin; zira o vakit ne zamandır bilmezsiniz.
34.
Bu, gurbete giden ve evini bırakıp hizmetçilerine salâhiyet ve her birine işini
veren bir adam gibidir ki, kapıcıya da uyanık durmasını emretti.
35.
İmdi, uyanık durun; çünkü ev sahibi ne vakit gelecek, akşamlayın mı, gece
yarısında mı, horoz öttüğü zaman mı, sabahlayın mı, bilmezsiniz.
36.
Yoksa apansız gelip sizi uykuda bulur.
37.
Size ne söyliyorsam herkese söyliyorum: Uyanık durun.