ONLARA
mesellerle söylemeğe başladı: Bir adam bağ dikti, çevresine çit çevirdi, bir
mâsara kazdı, bir kule yaptı, ve onu bağcılara kiralıyıp başka memlekete gitti.
2.
Ve mevsiminde bağcılardan bağın mahsulünden alsın diye bağcılara bir hizmetçi
gönderdi.
3.
Bağcılar onu tutup dövdüler, ve boş gönderdiler.
4.
Ve kendilerine yine başka bir hizmetçi gönderdi; fakat onlar hizmetçiyi
başından yaraladılar, ve ona hakaret ettiler.
5.
Bir başkasını gönderdi; onu da öldürdüler; ve başka bir çoklarını gönderdi;
kimini dövdüler, kimini öldürdüler.
6.
Bir de sevgili oğlu vardı: Oğluma hürmet ederler, diye, en son onu onlara
gönderdi.
7.
Fakat bağcılar birbirlerine dediler: Mirasçı budur; gelin, onu öldürelim, miras
bizim olur.
8.
Onu da tutup öldürdüler, ve onu bağdan dışarı attılar.
9.
İmdi, bağın sahibi ne yapacaktır? Gelecek, bağcıları helâk edecek, ve bağı
başkalarına verecektir.
10.
Siz şu yazıyı da okumadınız mı:
“Yapıcıların
reddettikleri taş,
Köşenin
başı oldu;
11.
Bu, Rab tarafından oldu,
Ve
o, gözlerimizde şaşılacak iştir!”*
*
Mezmur 118:22, 23.
12.
Onu tutmağa çalıştılar; ve halktan korktular; çünkü bu meseli onlara karşı
söylemiş olduğunu anladılar. Onu bırakıp gittiler.
13.
Onu sözle tuzağa düşürmek için kendisine Ferisilerden ve Hirodesîlerden
bazılarını gönderdiler.
14.
Onlar geldikleri zaman, kendisine dediler: Muallim, biliriz ki, sen doğrusun,
ve kimseyi kayırmazsın; çünkü insanların şahsına bakmıyorsun; Allahın yolunu
doğrulukla öğretiyorsun. Kaysere vergi vermek caiz mi, yahut değil mi?
15.
Verelim mi, yoksa vermiyelim mi? Fakat İsa, onların ikiyüzlülüğünü bilerek,
onlara dedi: Beni niçin deniyorsunuz? Bana bir dinar getirin, göreyim.
16.
Onlar da getirdiler. Onlara dedi: Bu suret ve yazı kimindir? Ona: Kayserin,
dediler.
17.
İsa onlara dedi: Kayserin şeylerini Kaysere, Allahın şeylerini Allaha ödeyin.
Onlar da kendisine çok şaştılar.
18.
Kıyamet yoktur, diyen Sadukiler* ona geldiler; ve kendisine sorup dediler:
19.
Ey muallim, Musa bize yazmıştır* ki: Eğer bir adamın kardeşi ölüp karısını
bırakır, ve çocuk bırakmazsa, kardeşi onun karısını alıp kardeşine zürriyet
yetiştirsin.
20.
Yedi kardeş vardı; birincisi bir karı aldı, ve ölüp zürriyet bırakmadı.
21.
İkincisi kadını aldı ve zürriyet bırakmıyarak öldü; üçüncüsü de böyle;
22.
yedisi de zürriyet bırakmadılar. Hepsinden sonra kadın da öldü.
23.
Kıyamette onlardan kimin karısı olacaktır? çünkü yedisi de onu aldılar.
24.
İsa da onlara dedi: Siz şundan, kitapları ve Allahın kudretini bilmediğinizden
sapıtmıyor musunuz?
25.
Zira ölülerden kıyam ettikleri vakit, ne evlenirler, ne de kocaya verilirler;
ancak göklerde melekler gibidirler.
26.
Fakat ölülerin kıyam ettikleri meselesine gelince, Musanın kitabındaki Çalı
fıkrasında Allahın ona: “Ben İbrahimin Allahı, İshakın Allahı, ve Yakubun
Allahıyım,”* diye nasıl söylediğini okumadınız mı?
27.
O ölülerin değil, ancak yaşıyanların Allahıdır; siz çok sapıtıyorsunuz.
*
Yahudilerde dinî bir fırka.
*
Tesniye 25:5.
* Çıkış 3:6.
28. Yazıcılardan
biri gelip onları mubahase ederken işitti; ve onlara iyi cevap verdiğini
bilerek: Hep emirlerin birincisi hangisidir? diye, ona sordu.
29.
İsa cevap verdi: Birincisi, “Dinle, ey İsrail; Allahımız Rab bir olan Rabdir.
30.
Ve Rab Allahını bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün fikrinle, ve bütün kuvvetinle
seveceksin.”*
31.
İkincisi bu: “Komşunu kendin gibi seveceksin.”* Bunlardan daha büyük başka emir
yoktur.
32.
Yazıcı ona dedi: Çok iyi, Muallim, hakikat üzre dedin ki, o, birdir; ondan
başkası yoktur;
33.
ve onu bütün yürekle, bütün anlayışla, bütün kuvvetle sevmek, ve komşuyu kendi
gibi sevmek, bütün yakılan takdimelerden ve kurbanlardan üstündür.
34.
İsa da onun akıllıca cevap verdiğini gördüğü vakit, kendisine dedi: Allahın
melekûtundan uzak değilsin. Artık kimse ondan sormağa cesaret etmedi.
*
Tesniye 6:4, 5.
* Levililer 19:18.
35. İsa
mabette öğretirken cevap verip dedi: Yazıcılar nasıl derler ki, Mesih Davudun
oğludur?
36.
Davud kendisi Ruhülkudüsle demiştir:
“Rab
Rabbime dedi:
Ben
düşmanlarını senin ayaklarına basamak koyuncıya kadar,
Sağımda
otur.”*
*
Mezmur 110:1.
37.
Davud kendisi ona: Rab, diyor; nereden onun oğlu olur? Ve avam halk onu
sevinçle dinliyorlardı.
38.
İsa öğretirken diyordu: Uzun kaftanlarla gezmek, çarşılarda selâmlar,
39.
havralarda baş kürsüler, ziyafetlerde baş yerler istiyen yazıcılardan sakının.
40.
Onlar dul kadınların evlerini yutarlar, ve gösteriş için uzun dualar ederler;
bunlar daha büyük mahkûmiyete uğrıyacaklardır.
41.
İsa hazine karşısında oturup halkın hazineye nasıl para attığını gördü. Bir çok
zenginler çok attılar;
42.
fakir dul bir kadın gelip bir mangır* eden iki pul" attı.
43.
İsa şakirtlerini yanına çağırıp onlara dedi: Doğrusu size derim: Bu fakir dul
kadın hazineye atanların hepsinden çok attı;
44.
çünkü onların hepsi kendilerine artakalandan attılar; fakat bu kadın eksik
olanından bütün varını, hep nafakasını attı.
*Tartılar
ve ölçüler cetveline bak.